Uzak yıldızların altında yatan sırlar, Ethan ve Lily’nin çocukluklarından beri hayal dünyalarını şekillendirmişti. Bu iki genç kardeş, her gece teleskoplarıyla yıldızlara bakarak evrenin derinliklerindeki gizemleri çözmeyi arzuluyordu. Bir akşam, teleskoplarından gelen bir sinyal onların hayatlarını sonsuza dek değiştirdi: Marslılar, Dünya’ya karşı büyük bir saldırı planlıyordu. Bu korkunç gerçeği dünyaya duyurmak için her yolu denediler. Ancak, akademik çevreler onları ciddiye almadı; hatta çoğu insan bu gençlerin söylediklerini küçümseyerek gülüp geçti. Üzerlerindeki baskı arttıkça, Ethan ve Lily’nin kararlılığı da aynı ölçüde güçlendi. Zamanla, toplum onları tamamen dışladı, fakat onların vazgeçmeye niyeti yoktu. Her şeye rağmen pes etmeyen kardeşler, insanlığa bu gerçeği kanıtlamak için bir yol aradı. Nihayet, Marslıların devasa uzay gemileri New York’un gökyüzünde belirdiğinde şehir aniden kaosa sürüklendi. Halk, panik içinde çığlıklar atarken, sonunda gerçek gözler önüne serildi. Ethan ve Lily’nin tüm uyarıları doğru çıkmıştı. Ancak, kardeşlerin pes etmeye niyetleri yoktu. Marslıların dünyadaki yaygın hastalıklara karşı savunmasız olduğunu keşfettiklerinde, bu bilgiyi insanlık için bir kurtuluş planına dönüştürdüler. Zekaları ve cesaretleri sayesinde, iki genç bilim insanı hem sevdiklerini hem de gezegeni koruma yolunda büyük bir mücadeleye girişti. Onların hikayesi, sadece bir bilimsel başarı değil, aynı zamanda insanlık adına umut verici bir kahramanlık öyküsü olarak tarihe geçti.