Lee Tang, sıradan bir üniversite öğrencisiydi. Gündüzleri derslerine gidiyor, geceleri ise yarı zamanlı işinde çalışıyordu. Ta ki bir gece, her şey değişene kadar. Sarhoş bir adamla başlayan basit bir tartışma, korkunç bir cinayete dönüştü. Lee Tang, panik ve dehşete kapılmış bir halde, işlediği cinayetin ağırlığı altında eziliyordu. Fakat beklenmedik bir gelişme, her şeyi değiştirdi. Ölen adamın, uzun süredir aranan bir seri katil olduğu ortaya çıktı. Bu olay, Lee Tang’ın içindeki karanlığın uyanmasına neden oldu. Kötü insanları hissetme yeteneği olduğunu keşfetti. Artık sıradan bir öğrenci değil, adeta bir adalet savaşçısıydı. Kendini, masumları korumaya ve suçluları cezalandırmaya adadı. Fakat karanlıkta saklanan bir figür, onu adım adım takip ediyordu. Dedektif Jang Nan-Gam, Lee Tang’ın peşindeydi. İçgüdüleri onu, genç adamın gerçek kimliğiyle ilgili şüpheye düşürüyordu. Aynı zamanda, gizemli bir dedektif olan Song Chon da bu karmaşık oyunun bir parçasıydı. Lee Tang, karanlığın ve ışığın kesiştiği yerde, kendi kaderini ve adaletin sınırlarını sorguluyordu.