Bir soğuk gece, hapishanenin demir parmaklıkları arasından sızan ay ışığı, Arkın ve Cüneyt’in kaderlerinin kesişeceği anı işaret ediyordu. Cüneyt, adalet mücadelesinin simgesi olmuş bir isimdi, ancak bu cesur tutumu, onu sürekli olarak hücre cezasıyla cezalandırılmış bir mahkum yapmıştı. Arkın ise, suçsuz yere idam cezasına çarptırılmış ve hapishanede neredeyse bir efsane haline gelmişti. Cüneyt’in tahliyesine sadece iki gün kalmışken, Arkın’ın idamına da aynı süre kalmıştı. Hapishane müdürü, ikisini şehir merkezine gönderme riskini göze alarak bir plan yapar. Bu tehlikeli görevi yürütmek üzere Cabbar adlı bir karakter görevlendirilir. Cabbar, Arkın’ın idamından önce konuşmasını engellemek için nakil aracına pusu kurar ve olayların kontrolünü kendi ellerine alır. Bu plan, her iki mahkumun da hayatında büyük değişikliklere yol açacak, karmaşık bir tehlike ve entrika zincirinin başlangıcı olacaktır.