Küçük Alice Hart, çocukluğunun en parlak anlarından birinde, henüz 9 yaşındayken, hayatının en karanlık dönemine adım attı. O gün, köylerini saran büyük bir yangın, her şeyin hızla yok olmasına neden oldu. Ailesinin trajik ölümünden sonra, Alice’in sığınabileceği tek yer büyükannesi June’un Thornfield çiçek çiftliği oldu. Çiftlik, doğanın kucaklayıcı güzelliğiyle dolu bir cenneti andırıyordu; rengarenk çiçekler ve serin rüzgarlar, Alice’e adeta huzur vaadediyordu. Ancak, bu göz alıcı atmosferin ardında, Alice’in bilinçaltında gizlenmiş, zamanla açığa çıkacak derin sırlar bulunuyordu. Aylar geçtikçe, geçmişin karanlık gölgeleri ortaya çıkacak ve Alice, bu sırların peşine düşmek zorunda kalacaktı. Unutulmuş bir ihanetin izleri, onu geçmişin derinliklerine çekerek, kaybolmuş bir zamanın izlerini sürmeye yönlendirecekti. Alice’in içsel yolculuğu, huzuru arayışından çok daha fazlasını kapsayacak, onu gerçeklerle yüzleşmeye ve eski yaraların izlerini sürmeye itecek.