Yıllar geçtikçe unutulmayan trajedilerden biri olarak anılan 21 Eylül 2013 tarihi, İspanya’nın kalbinde yankılanan acı bir hikayenin başlangıcıydı. O gün, Rosario Porto ve Alfonso Basterra’nın yaşadığı endişe dolu anlar, bir ailenin huzur dolu yaşamını sonsuza kadar değiştirecekti. Telefonun diğer ucundaki titreyen sesler, Asunta’nın kaybolduğu haberiyle birlikte herkesin dünyası darmadağın oldu. Ancak, bu kayboluşun ardından ortaya çıkan korkunç gerçekler, bir trajedinin sadece başlangıcıydı. Asunta’nın vahşice öldürülmüş cesedi, bir ailenin kabusunun başlangıcıydı ve ülkeyi derinden sarsacaktı. Rosario ve Alfonso’nun olayla ilişkili olduğuna dair ortaya çıkan kanıtlar, sadece bir ailenin değil, tüm bir toplumun yarasını deşiyordu. Bu karanlık olayın arkasındaki sırlar, adeta İspanya’nın kalbinde yankılanan bir çığlık gibi herkesin kulağını çınlatacaktı.