Borçların karanlığında boğulan Sanghyeon, her geçen gün bataklığa daha da gömülürken, umut ışığı sönmek üzeredir. Ailesini geçindirmek için çırpınan Sanghyeon, son çare olarak yasadışı bir işe bulaşmaya karar verir. Dongsu’nun çalıştığı, terk edilmiş bebeklerin karanlık sığınağı, Sanghyeon’un kurtuluş umudu haline gelir. Yağmurlu bir gecenin karanlığında, küçük Woosung, bu soğuk ve ürkütücü mekana bırakılır. Sanghyeon ve Dongsu, Woosung’u karlı bir şekilde satarak borçlardan kurtulma planı yaparlar.
Ancak, adaletin uzun kolu peşlerindedir. Bebek tacirlerini yakalamak için pusuda bekleyen dedektifler, Sanghyeon ve Dongsu’nun planlarını bozmak üzeredir. Bu kritik anda, Sanghyeon’un çaresizliği ve Dongsu’nun vicdan azabı iç içe geçer. İkisi de kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmek zorunda kalırken, Woosung’un masumiyeti ve yaşadıkları tesisin karanlık sırları, her bir karakterin kaderini birbirine bağlar.
Sanghyeon, borç batağından kurtulmak için her şeyi göze alırken, Dongsu karanlık geçmişiyle yüzleşmek zorundadır. İkisinin de karşısında duran bu zorlu sınavda, Woosung’un varlığı her şeyi değiştirecek bir dönüm noktası haline gelir. Yaşadıkları zorluklar ve vicdan muhasebesi, Sanghyeon ve Dongsu’yu dönüştürecek ve karanlığın ucunda bir umut ışığı yakmalarına vesile olacaktır.