Asta, sihrin her şeye hakim olduğu bir dünyada doğmuş, fakat sihirden nasibini almamış bir çocuktur. Bu durum, onu diğer çocuklardan ayırır ve Asta’nın hayatını zorlaştırır. Sihirsiz olmanın getirdiği alaylar ve dışlanma, Asta’nın kalbinde bir yara açsa da, onun Büyücü Kral olma hayalini söndürmeye yetmez.
Asta, sihirsiz olmasına rağmen, azmi ve kararlılığıyla diğer tüm adaylardan daha fazla çalışır. Eksiğini hırsıyla ve dayanıklılığıyla kapatmaya çalışır. Her gün antrenman yapar, kılıcını ustalıkla kullanmayı öğrenir ve asla pes etmez.
Asta’nın tek bir hedefi vardır: Büyücü Kral olmak. Bunu başarmak için sihirsiz olmanın bir engel olmadığını kanıtlamak zorundadır. Karşısına çıkan her türlü zorluğu aşmak ve hayallerini gerçekleştirmek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır.
Asta’nın hikayesi, sihirsiz bir çocuğun bile hayalleri için savaşabileceğini ve imkansızı başarabileceğini gösteren bir destandır. Bu hikaye, bize azmin ve inancın her şeyden daha önemli olduğunu ve asla pes etmememiz gerektiğini öğretir.