Ava, hayatının en parlak döneminde, hayallerindeki evi kurma umuduyla dolup taşarken, karanlık bir geçmişin acımasız gölgesinde kaybolmuş hissediyor. Hamileliği, ona sadece mutluluk getirmekle kalmayıp, aynı zamanda tacizci erkek arkadaşının tehdidiyle yüzleşmek zorunda kalmasının getirdiği korkuları da beraberinde getiriyor. Kaçmak zorunda kalmanın verdiği heyecan ve korku ile yola koyulan genç kadın, hızla ilerlerken düşüncelerinin karmaşası içinde kaybolur. Aniden yaşanan bir kaza, onu bilinmeyen bir evin kapılarına getirir; bu ev, kendisini ilk başta bir sığınak gibi hissettirirken, zamanla çiftin garip davranışlarının rahatsız edici bir hal aldığını fark etmeye başlar. Ava, burada geçirdiği her anın aslında bir tuzak olabileceğinden şüphelenmeye başlar. Zamanla, bu çiftin ve evin karanlık sırlarını çözmek, bebeğini korumak adına bir zorunluluk haline gelir. Her gün, hayatta kalmak için bir kaçış planı yapmanın ne kadar acil olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalır ve bu süreçte, kendisini ne kadar ileri götürebileceğini sorgulamak, onun için bir yaşam mücadelesi haline dönüşür.