
Elodie, bir prenses gibi parlayan bir genç kadındı. Yakışıklı bir prens ile evlilik hayalleri kurarken, kaderin cilvesi onu karanlığın gölgesine sürükledi. Bir tuzak, onu ejderhaların yuvası olan derin bir çukura düşürdü. Masaldaki prenseslik bir anda kabusa dönüştü.
Prensin onu kurtaracağına dair umudu ilk çırpınışlarına güç verdi. Fakat zaman geçtikçe, karanlığın sessizliği ve yalnızlık onu sardı. Yardım eli uzatacak kimse yoktu. Hayallerinin yerini öfke ve hırs aldı. İçindeki savaşçı ruh uyandı ve hayatta kalmak için mücadele başladı. Kendi gücüne ve zekasına güvenmeyi öğrendi. Kurtuluşunun anahtarı, kendi ellerindeydi.
Ejderhalarla savaştı, karanlığın kalbine indi ve pes etmeyi reddetti. Her adımda, kendi içindeki gücü keşfetti. Artık o bir kurban değil, hayatta kalma savaşı veren bir savaşçıydı. Bu karanlık çukurdan çıkış yolu, onu özgürlüğe ve belki de bambaşka bir hayata götürecekti.