
Fırat ve Filiz, ilişkilerinin monotonluğundan sıkılmaya başlamışlardı. Her gün aynı rutinin içine hapsolmuş gibi hissediyor, hayatlarının heyecanını kaybettiklerini düşünüyorlardı. Bir gün, bu sıradanlıktan kurtulmanın bir yolunu bulmaları gerektiğine karar verdiler. Şehir hayatının gürültüsünden ve iş stresinin ağırlığından kaçış planı yaparak, yeni bir başlangıç yapmaya karar verdiler. Hayatlarına neşe ve heyecan katacak bir tatil için yola çıkacaklardı. Şirin bir otel olan Evcilik’e doğru yola koyuldular. Otelin işletmecisi, yılların getirdiği derin bir sevgiyle birbirine bağlı Özkan ve genç eşi Aysun ile tanıştıklarında, karşılarında adeta ateşten fırlamış bir aşk bulacaklardı. Bu ikili, birbirlerine “Kınalı” ve “Duman” diye seslenerek, aralarındaki özel bağı daha da güçlendiriyorlardı. Fırat ve Filiz, Özkan ve Aysun’un ilişkisini hayranlıkla izlerken, onların şivelerini taklit etmeyi eğlenceli bir oyun haline getirdiler. Ancak Aysun ve Özkan, bu taklitlerin ardında yatan gerçek hislerin farkına vardıklarında, bir tür aşağılanmışlık hissine kapıldılar. Evcilik, bir süre sonra cinsel, sınıfsal ve kültürel gerilimlerin çatışma alanına dönüşerek, aşk ve saygının karmaşık doğasını gözler önüne serecek; beklenmedik sürprizlerle dolu bir yolculuğa dönüşecekti.