1971 yılı, Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilimin doruk noktasına ulaştığı bir yıldı. Doğu Pakistan’daki siyasi ve ekonomik hoşnutsuzluklar, bölgeyi bir isyan eşiğine getirmişti. Batı Pakistan’dan gelen yardımlar, sorunu çözmek yerine ateşe körükle gitmekteydi. Bölgedeki siyasi ve askeri denge her geçen gün daha da bozuluyordu.
Hindistan, gerilimi düşürmek ve barışı sağlamak için çeşitli çözümler aramaktaydı. Bu çerçevede, Doğu Pakistan’dan gelen muhalif liderleri desteklemeye başladı. Hatta, siyasi bir hamle olarak bir uçak kaçırma operasyonu planladı. Bu operasyonun, Pakistan’ı masaya oturmaya zorlayacağına ve krizi çözmeye yardımcı olacağına inanılıyordu.
Ancak, beklenen olmadı. Uçak kaçırma operasyonu başarısızlıkla sonuçlandı ve Pakistan, bunu bir provokasyon olarak değerlendirdi. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler hızla bozuldu ve askeri hareketlilik arttı. Savaşın kaçınılmaz olduğu düşünülmeye başlandı.