Kayıp vakaları, şehirde bir gölge gibi dolaşırken Dedektif Yeon Hee, kendi geçmişinin hayaletleriyle yüzleşmek zorunda kalır. Soruşturmayı derinleştirdikçe, papaz Min Chan ile karşılaşır. Min Chan, oğlunun kaybolduğunu öğrendiğinde, Tanrı’nın bir işaretiyle suçluyu tanıyabileceğine inanır ve bu inançla davayı kişisel bir saplantıya dönüştürür. Kendi adalet anlayışını uygularken kilisesine gelen eski hükümlü Yang Rae ile yolları kesişir. Elektronik kelepçeyle izlenen Yang Rae’nin varlığı, Min Chan’ı derinden sarsar. Min Chan, başlangıçta Yang Rae’ye yardım etmeye çalışsa da, onun geçmişini öğrendiğinde inancı kökten sarsılır. Min Chan, Tanrı’nın işareti olarak Yang Rae’yi suçlu görmeye karar verir ve kendi yöntemleriyle adaleti sağlamaya çalışır. Dedektif Yeon Hee, Min Chan’ın akıl sağlığından şüphe etmeye başlar. İnanç ve adalet arasındaki sınır giderek bulanıklaşır ve gerçeği bulmak hiç olmadığı kadar zorlaşır.