Mona ve Robby’nin yaşam serüveni, gençliklerinde başlayan coşkulu aşklarıyla dolu bir hikayeye dönüşmüştü. Ancak yeni bir iş ve yeni bir evle gelen değişiklikler, hayatlarını beklenmedik bir yön aldı. Robby’nin işe başlamasıyla, çift kendilerini küçük ama umut verici bir dairenin içinde buldular. Ancak, bu umut verici adım, içlerinde karanlık bir his bıraktı. Daireye taşındıklarında, komşular arasında sürekli bir gerginlik hissediliyordu. Geceleri ise, Mona’nın kulaklarını gizemli bebek sesleri dolduruyordu. Mona’nın uykuları kaçıyor, kabuslar onu zihinsel olarak tüketiyordu. Zamanla, gerçeklikle rüya arasındaki sınırlar bulanıklaştı ve kabuslarının kontrolü Mona’nın elinden kayıp gitti. Artık, Mare adındaki efsanevi iblisi hissediyordu ve kendi aklını kaybetmek üzere olduğunu düşünüyordu. Bu süreçte, kabuslar gerçeklikten daha gerçek bir hale gelirken, Mona’nın içindeki cehennem büyüyordu.