Li Xin, çocukluğunun ilk yıllarında, savaşın acımasız yüzüyle tanışmıştı. O zamanlar henüz bir çocukken, ailesini bir savaşta kaybetmiş ve yetim kalmıştı. Bu olay, onun hayatında derin bir iz bırakmıştı ve onu bir savaşçı olmaya adamıştı.
Li Xin, yetişkin bir adam olduğunda, vatanını korumak için savaş alanına geri döndü. Ancak, bu seferki savaş, öncekilerden çok daha zorluydu. Düşmanları, daha güçlü ve daha kararlıydı.
Li Xin, bu zorlu savaşta yalnız değildi. Wang Qi adında deneyimli bir general, onun yanındaydı. Wang Qi, Li Xin’in yetenek ve cesaretini takdir ediyordu ve ona yol gösteriyordu.
Li Xin ve Wang Qi, birlikte savaşarak düşmanlarını yenmeyi başardılar. Ancak, bu savaş, onların hayatlarını sonsuza dek değiştirmişti.
Li Xin, savaşın acımasızlığıyla yüzleşerek, daha olgun ve daha bilge bir insan olmuştu. Wang Qi ise, Li Xin’in cesaret ve kararlılığından etkilenerek, kendinde yeni bir güç bulmuştu.