2016’da Hindistan ve Pakistan arasında patlak veren kriz, siyasi atmosferi gererken, saha ajanı Zooni Haksar’ın hayatında yeni bir dönem başlamıştı. Genç ve yetenekli bir kadın olan Zooni, ülkenin en hassas görevlerinden birine atanmıştı. Başbakanlık Ofisi’nin özenle seçip hazırladığı bu görev, terörizmi durdurma misyonunu üstleniyordu. Ancak, bu görev sadece tehlikeli değil, aynı zamanda neredeyse imkansızdı. Ülkenin ekonomisine zarar veren terörizmi durdurmak, Zooni’nin omuzlarına yüklenmişti. Ancak, operasyonda masumiyete zarar verilmemesi kritik önem taşıyordu. Bir hata, tüm operasyonu altüst edebilirdi. Bu nedenle, Zooni’nin üstlendiği misyonun önemi katlanarak artıyordu. Başarılı olması durumunda, ülkenin kötü şöhretli olan 370. maddesi tarihten silinecekti. Zooni artık geri dönüşü olmayan bir yola girmişti ve vatanı için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır bir şekilde görevine başlamıştı. Kararlılıkla dolu olan genç ajan, bu zorlu mücadelede ülkesini korumak için azami çaba harcayacaktı. Bu görev, sadece bir terörizmle mücadele görevi değildi, aynı zamanda Zooni’nin kendi sınırlarını ve kapasitesini aşma yolculuğuydu.