Bir kamu hastanesinin koridorlarında, her geçen saniye, hayat ve ölüm arasındaki ince çizgide yoğun bir mücadeleye tanıklık edilirken, kurumsal belirsizlik ve kaos giderek derinleşiyor. Genç asistan doktor Biel, çocukluk hayalini gerçekleştirmek üzere hastane kapısından adımını attığında, sağlık sektöründeki krizlerin ve artan kesintilerin getirdiği zorluklarla karşılaşır. Bu ortamda hastane personeli, yetersiz kaynaklarla başa çıkabilmek için olağanüstü bir özveriyle çalışmaktadır. Biel ve ekibi, kamu sağlığını korumak adına grev kararı alma aşamasına gelirler; ancak bu kararın hem hastaların hem de hastane personelinin geleceğini derinden etkileyecek trajik sonuçlar doğurabileceğini bilmektedirler. Bu ikilem içinde kalan ekip, etik değerler ve profesyonel sorumluluklar arasında sıkışmış olarak büyük bir kararın eşiğinde durmaktadır. Her bir an, bu kritik kararın hem kişisel hem de kurumsal düzeyde büyük yankılar yaratacağını hissettirmektedir.