Göklerin engin maviliğinde, hız ve manevra konusunda eşsiz bir yeteneğe sahip olan Peng, her gün gökyüzünün derinliklerinde yeni rekorlar kırma peşindeydi. Gökyüzünde adeta bir yıldız gibi parlıyor, hızla süzülen kanatlarıyla tüm diğer kuşları hayranlık içinde bırakıyordu. Ancak Peng’in bu tutkulu arayışı, bazen kendisini ve çevresindekileri tehlikeye atabiliyordu. Bir gün, gökyüzünde olağanüstü bir hızla uçarak yere çok yakın bir noktada süzülürken, dikkatsizliği nedeniyle iki tatlı ördek yavrusuna çarptı: Chao ve Chi. Bu kaza, Peng’in yaşamında bir dönüm noktası oldu. Yavruların sürüden ayrılması ve Peng’in onların koruyucusu haline gelmesi, ona başlangıçta ağır gelen bir sorumluluk sundu. Fakat zamanla, bu iki yavruyla kurduğu bağ ve onlara olan sevgisi, ona gerçek fedakarlığın ve bağlılığın ne anlama geldiğini öğretti. Peng’in artık sadece gökyüzünde değil, kalbinde de bir yolculuğa çıktığı bir dönüm noktasıydı.