Igor, gözlerini açtığında, her zamanki gibi dağınık odasında, oyun kumandalarının ve enerji içeceği kutularının arasında buldu kendini. 30 yaşına girmişti artık. Büyüme çağının geride kaldığını düşünse de, eski alışkanlıklarından vazgeçemiyordu. Sabahları uyanır uyanmaz kendini sanal dünyalara kaptırıyor, günün büyük bir kısmını oyun oynayarak geçiriyordu. Ailesi ve sevgilisi onu bu durumdan kurtarmaya çalışsa da, Igor onları duymazdan geliyordu.
Bir gün, internetten yeni bir oyun sipariş etti. Oyunu oynamaya başladığında, her şey normal görünüyordu. Fakat bir süre sonra, oyunla ilgili cinayetlerin işlendiğini duydu. Bu durum onu endişelendirmese de, kafasının bir köşesinde bir soru işareti oluşmuştu.
Bir akşam, kapısı çaldı. Kapıda kurye olduğunu söyleyen bir adam vardı. Igor, paketi almak için kapıyı açtığında, kimliği belirsiz bir grup tarafından saldırıya uğradı. Sevgilisi de eve girer girmez aynı saldırıya maruz kaldı. Korkunç bir deneyim yaşayan Igor ve sevgilisi, ne olduğunu anlayamadan kendilerini bir karmaşanın içinde buldular.
Oyun, Igor’a bir şeyi itiraf etmesini söyledi. Igor itirafta bulunmaya başladıktan sonra, birbirinden tuhaf olaylar yaşanmaya başladı. Gerçeklik ve sanal dünya arasındaki çizgiler bulanıklaşmaya başladı. Igor, bu tuhaf olayların arkasındaki gizemi çözmek ve sevgilisiyle birlikte hayatta kalmak için mücadeleye girişmek zorundaydı.