Teksas’ın kavurucu güneşi altında, silahşör korucu John, çöldeki bir banka soyguncusunu takip ediyordu. Fakat yakaladığı adam sıradan bir soyguncu değildi. Uluslararası bir terörist olan bu adam, Londra’nın kalbinde büyük çaplı bir bomba saldırısı planlıyordu. Bu gerçeği öğrenen John, öfke ve intikam ateşiyle doldu. Ölen ortağının anısına ve adalet duygusu adına, teröristi durdurmaya yemin etti.
John, bu zorlu görevde yalnız değildi. İngiliz istihbarat ajanı Sarah ve onun gizemli patronu James ile iş birliği yapmaya karar verdi. Farklı geçmişlere ve çalışma tarzlarına sahip bu üçlü, Teksas’ın çöllerinden Londra’nın soğuk sokaklarına kadar uzanan bir maceraya atıldılar. John, vahşi batıdan gelen keskin zekası ve keskin nişancılığıyla öne çıkarken, Sarah kurnazlığı ve gizlilik becerileriyle teröristin izini sürüyordu. James ise geniş bir istihbarat ağı ve sınırsız kaynaklarla ekibi destekliyordu.
Yolculukları boyunca, ölümcül çatışmalar, ihanetler ve zorlu seçimlerle karşı karşıya kaldılar. Çölün vahşi doğasında hayatta kalmaya çalıştılar, Londra’nın karanlık sokaklarında gizlendiler ve teröristin planlarını bozmak için her türlü riski göze aldılar. Bu zorlu süreçte, John ve Sarah geçmişleriyle yüzleşmek zorunda kaldılar. James ise karanlık sırlarını ve gizli planlarını saklamaya çalıştı.
Farklılıklarına rağmen, John, Sarah ve James zamanla birbirlerine güvenmeyi ve saygı duymayı öğrendiler. Birlikte çalışmanın gücünü keşfettiler ve imkansız görünen bir görevi başarmak için kenetlendiler. Londra’yı ve belki de tüm dünyayı yok olmaktan kurtarmak için son bir hamle yapmaya hazırlar.