Beklenmedik bir telefon çağrısıyla hayatı baştan sona değişen genç kadın Grace, rahip olan erkek kardeşinin intihar haberini alır. İçine düşen büyük şok ve üzüntünün ardından, Grace’in zihninde şüpheler filizlenir. Çünkü kardeşi hiçbir zaman intihar etmeyecek biri değildir. Bu gerçeği kabullenemeyen Grace, şüpheleri üzerine gitmeye karar verir. Kardeşinin ölümünün ardındaki gerçeği öğrenmek için İskoçya’daki Mount Savior Manastırı’na doğru yola çıkar. Ancak, gittiği yerde neyle karşılaşacağını bilemez. Manastırın sessiz koridorları arasında dolaşırken, Grace kilisenin resmi açıklamalarına kuşkuyla yaklaşır ve kendi araştırmasını yapmaya başlar. Kısa süre içinde, gizemli olayların perdesini aralamaya başlar. Geçmişiyle ilgili çarpıcı gerçeklerle yüzleşirken, bir cinayetin izlerini sürer. Ancak, gerçeklerin ortaya çıkmasıyla birlikte, Grace’in hayatı bir kez daha altüst olur. Manastırın duvarlarının arasında gizlenen karanlık sırlarla yüzleşmek zorunda kalırken, kendini tehlikeli bir labirentin içinde bulur. Grace, kardeşinin ölümünü araştırırken, kendi hayatının da tehlikeye girdiğinin farkına varır.