1983’ün huzurlu ve sakin atmosferi, genç kadının hayatını tamamen değiştirecek olaylarla dolu bir günü işaret ediyordu. Yalnızca kendi düşünceleriyle dolu aracında ilerlerken, beklenmedik bir şekilde karşısına çıkacak olan bir yabancıyla tanışacaktı. Bu tanışma, sadece bir anlık bir buluşma gibi görünse de, sonradan anlayacaktı ki, bu karşılaşma bir dizi karmaşık ve öngörülemeyen olayın fitilini ateşleyecekti. İlk başta sadece bir kavga gibi başlayan bu olaylar silsilesi, giderek hayatta kalma mücadelesiyle dolu bir yolculuğa dönüşecekti. İntikam ateşiyle harlanan bir kovalamaca, artık polislerin de dâhil olduğu bir insan avına dönüşmüştü. Genç kadın ve beklenmedik yol arkadaşı, her adımda tehlikenin pençesine düşerken, yaşadıkları her an, bir sonraki adımın ne getireceğini merakla beklemelerine neden oluyordu. Hem serseriyle hesaplaşmak, hem de polislerin suçlu olarak algıladığı bir imajla başa çıkmak zorundaydılar. Yolculukları, beklenmedik dönemeçlerle dolu bir maceraya dönüşürken, hayatta kalma mücadelesi her geçen an daha da şiddetleniyordu. Açık yolda, ölümle burun buruna gelme riski, onların her adımında bir gölge gibi asılı kalıyordu.