İçsel çatışmaların derinlemesine bir örneği olarak John ve Ann Mullany’nin yaşamı, dışarıdan bakıldığında hayranlık uyandıran bir tablo çizer. John, saygın bir hukuk firmasında kıdemsiz ortak olarak kariyerinde yükselirken, evdeki huzur bir hayli kırılgandır. Ann, ev hanımı olarak dış dünyadan izole bir yaşam sürerken, ruhsal sağlığı giderek bozulmaktadır. Terapide geçirdiği seanslar, ona dünya sorunları karşısında hissettiği çaresizliği hatırlatırken, bu durum evdeki huzursuzluğun saklanmasını zorlaştırır. Ann, kontrol edemediği her şeyin sorun yaratabileceği düşüncesiyle boğuşurken, cinsel bastırması ve John’un kız kardeşi Cynthia ile süregelen yasak ilişkisi, içindeki huzursuzluğu artırmaktadır. John, bir yandan üniversiteden eski arkadaşı Graham Dalton ile iletişime geçerken, bu ilişki, hem John’un hayatında hem de evliliklerinde büyük değişimlere yol açar. Graham’ın yaşadığı duygusal karmaşalar, John’un Cynthia ile olan ilişkisini sorgulamasına neden olurken, tüm bu karmaşık bağlantılar, evliliklerinde gizli kalmış sırların açığa çıkmasına sebep olur. Sonuç olarak, John ve Ann’in hayatı, tüm bu açığa çıkan sırlarla birlikte, alıştıkları düzenin sarsılmasıyla derin bir belirsizlik ve yalnızlık içine düşecektir.