Appalachian Dağları’nın eteklerinde, zamanın adeta donmuş gibi göründüğü bir köyde, suç ve şiddetin gölgeleri altında bir yaşam sürülüyordu. Bu köy, içindeki herkesin karanlık sırları sakladığı ve suç lordunun acımasız yönetiminin hüküm sürdüğü bir yer haline gelmişti. Meth işlerinin bu zalim lordu, hem ailesini hem de suç imparatorluğunu demir pençesiyle kontrol ediyor, şiddeti bir yaşam tarzı olarak kabul ediyordu. Kasaba halkı, bu adamın gölgesinde yaşarken, tüm umutlarını ve hayallerini kaybetmişti. Fakat, bu karanlık atmosferin içinde, suç lordunun oğlu, hayatının aşkını bulur. Bu aşk, onun içindeki özgürlük arzusunu uyandırırken, babasının karanlık dünyasından kaçma hayalini tetikler. Özgür bir yaşam kurma isteği, onu babasının imparatorluğundan kaçma çabasına yönlendirir. Ancak bu karar, onu ölümcül bir çatışmanın içine çeker. Aşkı uğruna karşısına çıkan her türlü şiddetle yüzleşmek ve kendi sadakatini kanıtlamak zorundadır. Bu yolculuk, hem kişisel hem de fiziksel bir savaş olarak karşısına çıkar.