Kendi kimliğini ve mesleğini sorgulamak, pek çok polis memuru için zor bir süreçtir. Ancak, siyahi bir polis memuru için bu süreç, toplumun önyargılarıyla daha da karmaşık bir hal alır. Toplum, onun polis olmasına güvenmemekte ve geçmişe dayalı önyargılarla onu damgalamaktadır. Meslektaşları ise mesafeli ve soğuk bir tavır sergileyerek, iş birliğini neredeyse imkânsız kılmaktadır. Çevresindekiler, onun NWA grubundan nefret ettiği kanısında hemfikirdir. Tam da bu karmaşanın ortasında, silahsız bir gencin ölümüne ilişkin kritik bir dava sürerken, tüm gözler onun üzerindedir. Memur, vicdanıyla ve görev bilinciyle yüzleşirken, polis arkadaşlarının sürekli artan baskısı hayatını daha da karmaşık hale getirir. Kendi yemin ettiği ayrıcalıklı toplumda öfkesini bastırmaya çalışırken, çıkmazın derinliklerine doğru sürüklenir. Sonuçta, hayatını tamamen değiştirecek büyük bir kararın eşiğine gelir.