Roma İmparatorluğu’nun yüzeyindeki görkem, çoğu zaman tarih kitaplarının ışığında parıldasa da, bu dizi, M.S. 79’da Roma’nın altında yatan karanlık ve çürümüş gerçekleri açığa çıkarıyor. Roma, sadece dönemin en zengin ve etkileyici metropolü olarak değil, aynı zamanda çürümüş bir ihtişamın merkezi olarak nasıl bir cazibe haline geldi? Bu büyük şehir, lüks yapıları ve ihtişamıyla dikkat çekerken, köle işçileri ve çeşitli toplumsal grupların yaşamlarını bu şehrin içinde geçirmeye zorlamıştır. Ancak, Roma’nın parıltılı yüzeyinin arkasında, halkın monotonluk ve huzursuzluk içinde yaşadığı, sosyal gerilimlerin ve artan şiddet eğilimlerinin derin gölgelerde saklandığı bir gerçek var. İmparatorluk, karmaşayı kontrol altında tutmak için iki temel stratejiye başvuruyordu: Birincisi, halkı memnun etmek için sunduğu bedava yemekler ve lüks imkanlar; ikincisi ise, adeta bir uyuşturucu etkisi yaratan ve halkın tüm dertlerini unutturan heyecan verici araba yarışları ile ölümcül gladyatör dövüşleri. Bu etkileyici ve yıkıcı eğlencelerle halkı oyalayarak, imparatorluğun içsel çalkantılarını ve yozlaşmış yapısını gizlemeye çalışan Roma, görkeminin ve çöküşünün derinliklerine inmeyi vaat ediyor.