Yılların biriktirdiği önyargılar, görünmez bir duvar gibi Romanlar ve çoğunluk toplumu arasında yükseliyor. Bu duvarın gölgesinde, beş Roman gencin umut dolu hikayesi filizleniyor. Almanya’daki bir festivale doğru uzanan yolculukları, sıradan bir geleceğe dair özlemlerini ve toplumla entegrasyon hayallerini yansıtıyor.
Ancak bu yolculuk, sadece fiziki bir mekandan diğerine geçiş değil. Romanların günlük yaşamlarında karşılaştığı zorluklar ve ayrımcılık, izleyiciyi adeta gerçekliğin ötesine, önyargıların ve tabuların karanlık labirentine sürüklüyor.
Gençlerin hikayesi, bireysel mücadelelerin ötesine geçerek, toplumdaki yapısal engellerin ve eşitsizliğin derinliğini gözler önüne seriyor. Almanya gibi modern bir ülkede bile Romanlar, eğitim, iş ve barınma gibi temel haklardan mahrum bırakılıyor. Bu durum, toplumda hoşnutsuzluk ve gerilimin artmasına neden oluyor.