Hayatının en derin acısını yaşayan Tore, kaybettiği sevgili insanın ardından derin bir yas içinde boğulur. Trajik bir kaza sonucu en değer verdiği kişiyi kaybettikten sonra, Tore, acının yükünü taşırken aynı zamanda bu acıyla nasıl başa çıkacağını da aramaktadır. Babasının cenaze evinde çalışırken, hayatına giren Erik adında bir çiçekçiyle tanışır ve aralarında beklenmedik bir yakınlık başlar. Bu yeni ilişki, Tore’un yaşadığı acıyı hafifletmek ve yeniden toparlanmak için bir umut ışığı gibi görünür, ancak işler beklenmedik bir şekilde karmaşıklaşır. Tore, acısını unutmak ve duygusal boşluğunu doldurmak için farklı kaçış yolları aramaya başlar. Partilere katılmak, alkol almak, uyuşturucu kullanmak ve geçici ilişkiler kurmak gibi tehlikeli alışkanlıklara yönelir. Bu davranışlar, ona geçici bir kaçış sunar gibi görünse de, aslında içsel boşluğunu derinleştirir ve acısını daha da derinleştirir. Tore’un değişen davranışları, en yakın arkadaşı Linn ve cenaze evindeki diğer insanlar tarafından fark edilir. Onu sevenler, Tore’un bu tehlikeli spiralde kaybolmasına izin vermemek için mücadele ederler. Tore’un kendini kaybetmesine engel olmak ve ona yardımcı olmak için ellerinden geleni yaparlar.